30 Ekim 2014 Perşembe

Bebekler Gaz Problemi

Bebeğiniz dünyaya tam olarak gelişmemiş bir mide-bağırsak sistemi ile gelir. Bu nedenle bir çok bebek kramp şeklinde ağrılarla karşılaşır. Gaz sancıları hafif veya şiddetli olabilmektedir. Anneler şunu unutmamalıdır ki gaz sancısı, bebeğe zarar vermeyen, belli bir süre ile sınırlı fizyolojik bir olaydır ve bir takım önlemler alarak önüne geçmek ya da en aza indirmek mümkündür.



Bazen kolik diye de adlandırılan durum, bebeklerin yaklaşık %20 sinde, 3 hafta-4 ay arasında görülen ağlama nöbetlerine denir. Esas nedeni çok iyi bilinmemektedir. Bebeği beslerken doğru pozisyonda tutamamak ve böylece çok hava yutmasına sebep olmak, besledikten sonra gazını iyi çıkaramamak, bazı şekerlerin sindirimindeki yetersizlikler, barsak hareketlerini sağlayan sinir sisteminin henüz yeteri kadar gelişmemiş olması, anne ve babanın acemiliği ve buna bağlı huzursuzluğu gibi etkenler sorumlu tutulmaktadır.Ancak genel eğilim, bunun kendiliğinden 3-4 aylıkken geçecek bir gelişim süreci olduğunu kabullenmek yönündedir.

Gaz görülme sıklığı anne sütü veya mama alan bebekler arasında fark göstermemektedir.

Bebeklerin gaz problemleri genellikle 3-4 aylıkken kendiliğinden geçer.

Anne ve babaların gaz için alabilecekleri bazı önlemler var, fakat gaz, bazı bebeklerde ne yaparsanız yapın oluyor ve 3-4 aylıkken kendiliğinden geçiyor. Bunu bir gelişim süreci olduğunu bilmek ve paniğe ve ümitsizliğe kapılmamak en önemli noktadır. Alınabilecek önlemlerden bazıları şunlardır:

 • Eğer anne bebeğini emziriyorsa, kendine gaz yapan yiyeceklerden uzak durmalı. Örneğin, soğan, kuru fasulye, karnabahar, brokoli, kepekli yiyecekler, lahana, portakal, limon, greyfurt, kafein içeren içecekler. Ayrıca, inek sütü içeren yiyecekleri de (süt, yoğurt, peynir, hatta tereyağı) azaltmak gerekir.

 •  Eğer bebek mama ile besleniyorsa, inek sütü bazlı mamalar gaz yapıyor olabilir. Bu durumda, bebeğin doktoru ile görüşüp, mama değişikliği tartışılabilir.

 • Eğer bebek biberonla besleniyorsa, çok küçük veya çok büyük delikli emzikler, bebeğin fazla hava yutmasına ve çok gazı olmasına sebep olur.

 • Bazen emzik vermek işe yarayabilir.

 • Beslenme sırasında, her 5-10 dakikada bir veya bir göğüsten diğerine geçerken ve mutlaka beslenme bittikten sonra bebeğin gazı çıkarılmalıdır.





 • Gaz sancıları tuttuğunda, anne-baba sakin olmalı, bebeği kucağına alıp, ninniler mırıldanıp, kucağında gezdirmeli. Ritmik hareketler ve devamlı sesler ( elektrik süpürgesi veya saç kurutma makinesinin sesi gibi) sakinleştirici olabilir. Evde çılgınlar gibi bağıran bebek, doktora gitmek için arabaya biner binmez susar, yani araba ile gezdirmek de iyi bir fikirdir.

 • Bebeğin, ayakların ve karnına sıcak havlu veya havlu içinde yakmayacak sıcaklıkta su torbası konulabilir. 
Ayaklarını sıcak tutmak için ev botlarımızı tercih edebilirsiniz 👶🍼







 • Ilık bir banyo, özellikle de en çok sancının olduğu akşam saatlerinin hemen öncesinde, bebeği sakinleştirip, sancıları önleyebilirler. Banyo sonrası masajla da bebeğiniz rahatlayacaktır.




• Anne sütü alan ve 6 aylıktan küçük bebeklerde, anne sütü dışında bir şey verilmesi önerilmese de bazen papatya, rezene çayları, ıhlamur işe yarar. 

       
Gaza karşı kullanılabilecek çeşitli ilaçlar vardır. İlaç vermeden önce mutlaka doktoru ile görüşmek gereklidir.

          

Kaynak: Bebek.com

23 Ekim 2014 Perşembe

Bebek Odası


   Bebeğiniz olacağını öğrendiğiniz o özel dakikadan itibaren aklınıza 'Bebeğimin odasını nasıl dekore etmeliyim ? 'sorusu düşer. Güneş ışığı alan bir oda, güvenilir,sağlam mobilyalar, sağlıklı duvar boyaları ve eğlenceli objeler  istersiniz.
  Tüm bebekler özeldir ve  bebeğimize farklı, çok duyulmamış isimler bulmaya çalışırız.Buna rağmen tüm bebeklerin odaları birbirine benzer. Erkek bebeklerin mavi , kız bebeklerin ise pembe renk ağırlıklı döşenmiş odaları olur.
  Eğer sizde tek renge takılı kalmaktan sıkıldıysanız ve farklı alternatifler arıyorsanız favori bebek odası görsellerimize bakmadan geçmeyin ! 







22 Ekim 2014 Çarşamba

Bebek ve Müzik

Bebeğin beyni çevredeki seslerin ritmini ve modifini çözmeye çalışan bir dedektif gibidir. Bebek daha anne karnındayken bir müzik aleti gibi çalışır ve çevredeki sesleri hem kayıt, hem de analiz eder. 
Beynin işitme sistemi hamileliğin 26. haftasından itibaren aktif olmaya başlar. Bebekler anne karnındayken 6. ve 7. aylardan itibaren seslere, özellikle de müziğe tepki veriyorlar, dahası anne karnındayken dinledikleri müzikleri doğduktan sonra dinlediklerinde hatırlıyorlar.


Fetus kulağına gelen seslere, vücut hareketleri ve kalp atışında meydana gelen değişikliklerele cevap verir. Sesler fetusta hareket ortaya çıkartmasının yanında, doğum öncesi öğrenmeye de sebep olur. Hamileliğin son döneminde bebek annenin karın bölgesine sürekli yapılan uyarılara alışmıştır. Ancak yeni ve farklı bir ritim gelirse, bebekler ona cevap vererek, değişikliği fark ettiğini gösterir. Bütün bunlar, doğum öncesinde çevresinden bilgi alabildiğini ve bazı olayları hatırlayabildiğini gösterir. 
Bu nedenlerle uzmanlar bebeklere özellikle klasik müzik dinletilmesini önermektedir. Her gün Mozart dinletilen bebeklerin daha zeki oldukları şaşırtan gerçeklerdendir. Mozart'ın müziği; kısa, basit ve neşeli temaları ile, kolay algılanabilir bir müziktir. Bebekler için de bu melodiler ve basit ritimler oldukça ilgi çekicidir.
Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Eğitimde Psikolojik Hizmetler A. D. Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Üre' nin konuyla ilgili görüşleri şöyle: Müziğin insan üzerindeki etkileri anne karnındaki döneme kadar uzanır. Bebeklerde ritim duygusunun gelişmesi ile başlayan müzik olgusu çok önemli. Sağlıklı bir bebeğin bütün canlılarda olduğu gibi ritim duygusuna sahip olması gerekir. Anne karnındaki bebekte bu duygu annenin kalp atışlarını duymasıyla başlar. Bebeklerin ritme karşı olan sevgilerinin mutlu olmaları ile yakından ilişkisi vardır."